Yoga

 

Yoga mı, Yogo mu? Adından çok işlevselliği ile öne çıkan bir yaşam disiplinidir, yoga. Disiplin olması sıkıcı olduğu izlenimini uyandırmasın, kişinin yaşama bakışıyla doğru orantılıdır bu durum.

Yapılması ve olunması “gereken”lerle dolu bir hayat anlayışımız varsa ne yaparsak yapalım gereklilikler içinde sıkılacağımız ve bunalacağımız su götürmez bir gerçek. Zaten yapılması gereken bir sürü şey var ancak onlar amaç değil de yaşamı keyifle sürdürmek için araç olarak yerlerini almalı. Yemek, içmek, çalışmak vs. tüm bunlar yaşam sevincini, çoğaltmak için birer araç olmalı. Bu hassas bir denge ve bir kez bozuldu mu, stres sahnedeki yerini alıyor ve bir türlü inmek bilmiyor, bizi bunaltıyor da bunaltıyor. Yaşam yetişmek, çabalamak, koşturmak ve oldurmak üzerine geçiyor ve bir bakıyoruz ki hızlıca geçip giden yaşamı “İyi de ne için?” sorusuyla uğurluyoruz. Umarım bu senaryo hoşunuza gitmemiştir. Yine de kulağa tanıdık geliyor değil mi?

İyi de yoga tüm bunlara çözüm mü getiriyor? 

Yoga bir çözüm getirmiyor sizi çözüm seviyesine taşıyor ve orada çözmek istediklerinizi çözüyorsunuz, istemedikleriniz sizinle birlikte demirbaş olarak yaşamaya devam ediyor. Seçim konusunda ne kadar özgür olduğumuzu hatırlıyoruz. Çünkü kendimizi hatırlıyoruz.

Kendimizi hatırladığımız zaman kusurlarımızla ve çevremizle barışmak mümkün hale gelir, çatışma ortadan kalkar çözüm odaklı olmaya başlarız.

 Nasıl mı?

Fiziksel egzersizler yani yoga duruşları (asanalar) ve nefes egzersizleri ile konsantrasyon çalışmalarını temel alarak yapılan Hatha Yoga disiplini ile kendimizi, sınırlarımızı keşfe çıkarız.

Kendini tanıma ve dönüştürme yolculuğunda esnekliğimizle, gücümüz, dayanıklılığımız ve sabrımızla karşılaşır, korkularımızla, yargılarımızla yüzleşir, dönüşmelerine izin veririz.

Yapamadıklarımız için kendimizi hırpalamak, zorlamak yerine yapabildiklerimize odaklanarak kendimizi takdir etmeyi, çevremizdekileri kendimizle veya başkalarıyla kıyaslamak yerine onları kendi yolculuklarında yüreklendirmeyi ve onlara yardım etmeyi hatırlarız.

Yaşam kaynağı nefesin önemini, en zor sıkışık anlarda bile kaynakla olan bağlantımızı güçlü tutmayı, nefes akışını koruyarak ve fark ederek geçmiş ve gelecek kaygılarıyla dolu zihni yaşanan tek ana, şimdiye getirmeyi hatırlarız.

Bedenimizin sınırlarını genişlettiğimiz, güçlendirdiğimiz asanaların ardından derin gevşeme, ceset duruşu(shavasana)  ile çabalarımızın sonuç odaklı olmadığını ve çok ciddiye aldığımız herşeyi bir gün muhakkak bırakacağımızı, varılacak yerin değil yolculuğun değerli olduğunu bıkmadan, usanmadan, büyük bir keyifle yeniden ve yeniden unutkan zihnimize hatırlatırız.

Tüm bunların öğrenme değil hatırlama süreci olduğunu fark eder ve yüksek potansiyelimiz için şükrederiz.

İşte tüm bu süreç sürekli değişen çevre ve içsel dünyamızda bizi diri tutan ve kendimizle, çevremizle olan barışı koruyan etkili bir disiplindir. Bana bu disiplinin sıkıcı veya otoriter olduğunu söyleyebilir misiniz?

Herhangi bir zamanda yogaya başlanır ve istenildiği zaman bırakılır. Yaş, cinsiyet ve yaşam tarzı ne olursa olsun yoga dönüşüm ve barış içinde yaşama arzusu duyan her birey içindir.

Seçim sizin.

İstediğiniz zaman gelin 🙂

Elif ÖNEY İŞCAN

04.05.2010

 

 

2 comments

  1. Merhabalar Yoga Şala’da derslerinize giriyordum..Bayaga oldu galiba😊 Şimdi neredesiniz??

    • Selam 🙂 Kasım başı Cihangir Yoga Ankara açılacak… Derslerim orada devam edecek… Umarım görüşürüz, sevgiler 😊💞✨

Yorum bırakın