Birden bire dönüşür mü herşey?
Farketmek, farkındalığın artması, hoşgörü beş duyu insan hali bu.
Öyle bir anda bir dakikalık iş midir aydınlanma?
Dınk eder insanın kafasına bazen ama hatırlar mı onu ertesi sabah uyanınca aynı yoğunlukta?
İster 11 olsun ister 21 sen sende değilsen neye yarar?
Bak büyük resme ve kendini gör dev aynasında her halinle…
Açsın, susuzsun, ısınacak yerin yok, giyecek giysin belki bir evin bile yok…
Katilsin, çocuk düşkünü, tecavüzcü, dolandırıcı, yalancı, kıskanç, dalavereci, bencil…
Büyük resimde gör kendini birden bire mi oldu bunların hepsi?
Böyle mi doğdun gerçekten?
Seni sen yapan hayatın sana getirdikleri mi senin hayata verdiklerin mi?
Bir düşün bir anda mı katil oldun sen!
Çok severim bir muhteremin sözünü:
“Her ermişin bir geçmişi, her günahkarın bir geleceği vardır.***” diyen
Bu dünya senin eserin bir günde mi oldu söyle!
Bir günde mi değişir peki?
Alışkanlıkların, örümcek bağlamış zihin kıvrımlarında inançların, tozlanmış, paslanmış kimliklerin, sıfatların…
***
Bir anda değişir eğer istersen.
Bir gülümsemene bakar ve hatırlamana.
Bunlar benim hepsi ben!
Ne kadar bencilce, ne cahilce işler yaptım ben…
Ben benim ve hepsi BEN.
Dünyanın canına okurken bir yandan meyvelerini yemeğe, kumsalında uzanmaya devam eden ben.
Ve dünya bana ne diyor sessiz sessiz
“öğreniyorsun küçüğüm… öğreniyorsun.”
Öğreniyorum
Birden bire öğreniyorum.
Benden bana öğreniyorum.
Bir bir dönüşüyorum.
Hatırla.
“Açı doyurduğumda,
hakareti affettiğimde,
düşmanımı sevdiğimde…
Bunlar güzel erdemler.
Fakat ya dilencilerin en fakirinin,
suçluların en gaddarının da
kendi içimde olduğunu farkedersem.
Ya şefkatime en muhtaç kişinin
sevilmeye en muhtaç düşmanımın
kendim olduğunu farkedersem.
O zaman ne olacak?” C.G. JUNG
*** Oscar Wilde (çok sevdiğim sözün sahibi)